“Hayat, kendinizi yokuş aşağı bıraktığınızda iyi yerlere ulaşacağınız bir yol değildir. Kolay olan şeyler çoğunlukla uzun vadeli mutluluk vermez. İnsanların büyük bir kısmı anlık hazlar peşinde ömür tüketirler. Anlık hazlar pik yapar, mutlu eder. Bu mutluluğun peşinden ise yoksunluk ve hüzün gelir…”Altay Cem Meriç- Öğrenmeyi Öğrenmek
Gelen yoksunlukla beraber kendisine ve çevresindeki herkese
yönelttiği öfke nöbetleri…
Sevememek ve sevilen her şeye yönelik eksiklikle beraber
gelen yalnızlık hissi …
Hayat, sadece anı yaşamak ya da ‘carpe diem’ demek değildir.
Belki kaçmak, belki başlayamamak… Ama aslında tamamen seninle ilgilidir.
Karşına alıp ilmek ilmek çözebileceğin bir düğümler zinciridir.
Nasıl ki bir çiçek sen sulamadan, gübrelemeden büyümez;
nasıl ki bir dili çaba göstermeden öğrenemezsin, hayatı da gelişi güzel yaşayıp
güzel sonuçlar bekleyemezsin. “Anı yaşıyorum” diyerek sorumluluklarından
kaçamazsın.
Elinde defter kalemle her anı planlamaktan bahsetmiyorum,
fakat belirsizliklerin içinde yüzmek de çözüm değil.
Bahanen yaşadığın acılar ya da sistemler olmak zorunda
değil.
Bahanelere kapalı bir yaşam şekli oluşturman, “Şunu yapamıyorum şu nedenle…” yerine “Bunu nasıl yapabilirim?” diyebilmektedir...
Değiştiremediğin şeyleri bazen farklı bir bakış açısıyla ele almak daha doğru olabilir.
Kaçmak ya da sürekli savaşmak çözüm değildir. Bazen yön
değiştirmek ve kendini daha ılımlı bir limana taşımak iyi gelebilir. Çünkü
savaşmak insanı yıpratır , zaferi bile yorgunlukla gölgeler. Enerjini farklı
şekillerde eğitmek seni korkak ya da güçsüz yapmaz; aksine, verimli bir hayat
yaşayan biri yapar.
Hırsla girilen kavgalar ve yarışlar insanı kendinden
uzaklaştırır. Oysa hayat, kendini akışa bırakabileceğin sıradan bir deneyim
değil. “Ne için yaşadım?” sorusu, ertelemeye çalışsan da bir gün karşına çıkar.
Hazırlıklı ol. Mutlu anların, sevdiklerin, okudukların,
izlediklerin, gezdiklerin, öğrendiklerin ve küçük zaferlerin aslında seninle
bütünleşir. Sen yaşadığında hepsi senin olur.
Belki tek bir cevap yoktur. “Ben kimim?” sorusunun cevabı da
herkeste farklıdır. Zaten olması gereken de budur: Herkes kendi yolunda
cevaplarını arar.
Eğer birbirimizin cevaplarına tahammül edebildiğimiz bir
dünyada yaşasaydık, yol daha kolay olurdu. Fakat farkındayız ki yokuş aşağı
inmek bile güçlü kaslar gerektirir; fren yapabilmek için önce yokuş yukarı
çıkmak gerekir.
Karmaşık sorulara karmaşık cevaplar versem de yazarken hâlâ
yeni cevaplar arıyorum.
Birbirimize veremediğimiz cevaplar olsa da, birbirimizden
öğrenebileceğimiz çok şey var.
Kendinle ilgili
Veremediğin cevaplar ,aramadığın yollar ,
Karşına çıkan insanlar
Öfke duyduğun insanlar,ülkeler …
Kendinle ilgili ;baktığın her şey de çıkardığın anlam…
Ne görüyorsan kendinle ilgili
İster sevin, istersen ağla kendinle ilgili…
Her şeyin yansıması senin nasıl gördüğün,ne olduğun, nasıl
cevap verdiğin hepsi ve daha fazlası kendinle ilgili…
Yorumlar
Yorum Gönder